Borsa İstanbul’da Şirketler Zarar Açıklarken, Sigorta Sektörü Nasıl Ayrıştı?

Öncelikle paylaşacaklarım yatırım tavsiyesi değildir…

Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlerin bilançoları açıklanmaya devam ediyor, genel olarak hemen her sektörde kar marjlarında baskı olduğunu ve şirketlerin çoğunun ya zarar açıkladığını ya da kar edenlerin geçen yıla göre karlarında önemli bir azalış olduğunu görüyoruz.

Sigorta sektörüne baktığımızda ise durum biraz daha farklı;  borsada işlem gören 3 büyük şirketin yatırımcı sunumlarında açıklanan verilerine baktığımızda (bir dipnot olarak Türkiye Sigorta’yı tebrik ediyorum, son derece iyi, yatırımcı dostu bir sunumları var) geçen yıla göre hem üretimde hem de karlılıklarda artış var,  özkaynak karlılıklarında biraz azalma olsa da hala oldukça yüksek seviyelerde. Tabii sektörün enflasyon muhasebesi uygulamadığını belirtmek lazım..

Geçen hafta bir portföy yatırım şirketinin analistleri sigorta şirketlerinin finansal değerlemeleriyle ilgili bilgi almak istediklerini ilettiler ve bir araya gelip kamuya açıklanan veriler üzerinden hem 2024 yılı sonuçları hem de 2025 yılı beklentilerine ilişkin bazı analizleri ve uzun dönem tahminleri çalıştık.

Henüz şirket finansal verileri TSB sitesinde yayınlanmadı ancak genel olarak 2024 yılının ikinci yarısının sigorta şirketleri için oldukça iyi bir performans dönemi olduğunu düşünüyor, ilk yarıdan daha yüksek kar açıklanmasını bekliyoruz…  

Çünkü:

• 2024 yılı Haziran ayından itibaren dezenflasyon süreci başladı, maliyet artış hızı yavaşladığından giderler daha öngörülebilir ve yönetilebilir oldu,

• Faiz indirimleri ancak Aralık ayında başladı ve sonuçta 2. Yarıyıl boyunca yüksek faizle maliyetler daha iyi finanse edilebildi,

• Geçtiğimiz yıllarda iki kez artan asgari ücrette geçen yıl ara artış uygulanmadı,

• Ayrıca, genelde şirketler hasar dosyası ortalama açılış tutarlarını yıl başında revize ettiği için ilk yarıyıl hesaplarında etkinin önemli bir kısmı yazılmıştı, ikinci yarıda bu etki dengelendi.

  
  

2025 yılının ilk 6 ayı boyunca da faizin hala yüksek seviyede kalmasını ve enflasyondaki artış hızının daha da yavaşlamasını beklediğimiz için, sigorta şirketlerinin bu yılın ilk 6 ayında da güçlü performans göstermesini bekliyoruz.

Peki son 2 yılda azalan yabancı sermayenin pazara tekrar girmesi, sigorta sektörünün yabancı yatırımcı çekmesi için neye ihtiyaç var derseniz benim yaptığım görüşmelerden edindiğim bilgiler şunlar:

• Sanıldığı gibi konu sadece trafik serbest tarifesi değil, net bir şekilde sektörde verimlilik artışının nasıl sağlanabileceği tartışılıyor,

• Yapay zeka, büyük veri analitiği ve digitalleşme yatırımlarının hem mevzuat hem de vergi teşvikleriyle desteklenmesi, sigorta riskinin ölçümünde yeni teknolojilerin kullanılması bekleniyor,

• Yeni teknolojiler konusunda uzmanlığa sahip yetişmiş çalışanların ve yöneticilerin olması önemli bir ihtiyaç kalemi,

• Finansal tablo sunumları ve raporlamalarının UFRS 17’nin uygulanması ile Avrupa mevzuatına uyumlu hale gelmesi, şeffaflığın artırılması,

• Risk tabanlı sermaye yönetimine geçilmesi (Avrupa’da uygulanan Solvency 2) başta olmak üzere mevzuatların uyumlu hale gelip uygulamaya geçmesi,

• Gerek S2, gerek de IFRS 17 uygulaması ile sigorta risklerinin daha şeffaf ölçümlenebilmesi en önemli konulardan, buna deprem riskinin doğru ölçülmesi de dahil.

  
  

Kitabın ortasından konuşmak gerekirse, artık sektörün geleneksel eğitimlerden sıyrılıp dijital dönüşüme odaklanması, ilgili sektör kurumlarının eğitmen kadroları da dahil olmak üzere bir dönüşüme girmesi ve hala 20 yıl önceki tecrübeyle hazırlanmış klasik müfredatları terk edip kadrolarını genç, eğitimli ve dijital dönüşümü anlayan takip eden liderlerle desteklemesi gerekiyor. En hızlı başlangıç noktası gerçekten bu olabilir, keza buranın altını doldurabileceğimiz çok fazla detay var…

Sürekli aynı kişilerin sürekli aynı yayınlarda aynı konuları konuşması ilerlemeye katkı sağlamıyor, daha dönüşüm odaklı, stratejik ve uygulamaya geçen yenilikçi proje/girişimleri konuşmak lazım... yoksa mevzu “sigorta sektörü potansiyeli yüksek bir sektördür ve daima öyle kalacaktır” 😊 dan öteye geçemiyor.

2025 yılı özellikle birçok şirketin verimlilik artışına odaklandığı bir yıl olacak malum, yenilikçi fikir ve girişimlerin ülkemizde genelde mecburiyetten ya da ihtiyaçtan hızlandığını düşünürsek bu sene umarım bir adım bile olsa sektörün yol aldığı bir yıl olur …